TürkKonserve Sanayi Tarihi
Ahmet Özmumcu

Ahmet Özmumcu

ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ

1952 Yılında Balıkesir’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Balıkesir’de tamamladı. 1975 Yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Teknolojisi Bölümünü birinci olarak bitirdi.

Tarım Bakanlığı bünyesinde Bursa Gıda Kontrol Eğitim ve Araştırma Enstitüsünde Teknik personel olarak işe başladı. Buradan askerlik görevi için ayrılıp, askerlik sonrası Balıkesir’de yine Tarım Bakanlığı bünyesinde Tohum üretme ve Islah istasyonunda bir süre çalıştıktan sonra istifa edip Dosan Konserve San. ve Tic. A. Ş. Yenişehir /Bursa fabrikasında çalışmaya başlayarak ; sırasıyla Vatan Konserve San. ve Tic. A.Ş. ve daha sonra Dış Ticaret Sermaye Şirketleri Anadolu Eksport A.Ş., Süzer Dış Tic. A.Ş., Kibar Dış Tic. A.Ş., AWT Dış Tic. Ltd. Şti, bünyelerinde Gıda Departmanı Satınalma Müdürü olarak; daha sonra tekrar salça sektöründe aktif bir görevle 10 yıl Assan Gıda San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde kısa süreli Kalite Güvence Müdürlüğü görevinden sonra Fabrika Müdürü olarak çalıştı.

2008 de ayrıldığı bu görevinden sonra 2009 ‘dan bu yana SİİD daha sonra ismi SALKONDER olarak değişen Salça Sektörünü temsil eden Derneğin Genel Koordinatörü oldu. Halen bu görevini sürdürürken AHG Gıda A.Ş- Saltürk Gıda A.Ş.- Misya Gıda A.Ş. Firmalarına danışmanlık yaptı ve halen Yurt Konserve (İstanbul Gıda A.Ş.) ve yapmaktadır.

1974 Yılında uzun süreli bir Staj ile tanıştığı Salça ve Konserve Sektörüne 50 yıldır çalışmayı sürdürürken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı TAGEM projelerinde “Domates Salçalarında Kullanılan Ambalajların Standartlara Uygunluğunun Belirlenmesi” adlı projenin sonuç raporunu içeren kitabı yazdı.
Evli, 2 çocuk ve 1 torun sahibidir.

Türk Konserve Sanayi Tarihi

1892-2023
Sektörel
Kronolojik İnceleme

Bu kitap neden Türkiye’de bir ilk ve tek?
Bu kitabın önemi.

YURT Konserve Logo

BU KİTAP YURT KONSERVE’NİN KATKILARIYLA BASILMIŞTIR.

Bu kitap, Türkiye tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden günümüze kadar uzanan bir yolculuğa benziyor. Konserve sanayinin tarihine dair bir keşif yolculuğu; dokusu içinde geçmişin hikayelerini taşıyan bir atlas gibi.
Osmanlı döneminde başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’döneminde de nin ülke topraklarında yeşeren ve büyüyen konserve fabrikalarının tarihini kronolojik bir sırayla inceliyor. Başlangıçlarından bugüne kadar, bu fabrikaların nasıl doğduğunu, nasıl geliştiğini ve nasıl varlıklarını sürdürdüklerini anlatıyor. Her birinin hikayesi, Türkiye’nin endüstriyel ve ekonomik dönüşümünde önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

İster Osmanlı isterse Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde ülkemizin sanayi kuruluşları incelendiğinde konserve sanayinin önemli yer tuttuğu istatiksel bilgilerde rahatlıkla görülmektedir. İzmir Enternasyonel Fuarının temelini oluşturan 1927 ve 1928 İzmir Dokuz Eylül Sergileri’nde yer alan yerli ürünler incelendiğinde büyük çoğunluğun el sanatı ürünleri (halı, yün, deri ürünleri vb.) ile işlenmemiş madenler ve kurutulmuş gıdalar (incir, üzüm, kayısı, bakliyat, hububat vb.) olduğu görülmektedir. Sanayi ürünü olarak çimento gibi çok az sayıdaki bazı ürünlerin sergilendiği sergide İstanbul’dan katılan 5 konserve fabrikasının stant açtığı bilinmektedir. O dönemin sanayi envanterinde konserve sanayi önemli bir mevkidedir.

1934’de İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Türkiye’yi resmi ziyaretinde Atatürk misafirini gezdirirken Azim Konserve Fabrikasını ve İzmir Bölge Ziraat Okulu Konserve Fabrikalarını da göstermiştir.

 

 

Sektörde emeği geçen samimi insanların ilerleyen yaşları sebebiyle hayata veda etmeleri hatta kitabın yazılma çalışması esnasında bile bilgi alış verişinde bulunurken aramızdan ayrılmaları nedeniyle pek çok bilgi ve anı gün yüzüne çıkamadan kaybolduğu görülmüştür. Bu nedenle ulaşabilinen her ilgili kişiden alınan anı, bilgi ve belge kaydedilerek korunmaya ve bu kitapta günyüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Tüm bu çabalara rağmen bizim ulaşamadığımız önemli bilgiler de çoktur. Çalışmamızın eksikleri hatta yanlışları da vardır. Yazılanlara ilaveler ve hataların düzeltilebilmesi için kaynaklara dayanan doğru bilgilerin paylaşılması ileride olabilecek yeni basımlar için önemli bir kaynak oluşturacaktır.

 

 

Bu kitap konserve üretimi, sanitasyonu vb. teknik konu ve bilgileri içermemektedir. Sadece konserve sanayinin ve bağlı yan sanayinin yıllar içinde gelişimini, Türkiye ekonomisi içindeki etkinliğini ve bu süreçte kurulan fabrikaları, kapanan fabrikaları ve tabii ki sayıları az da olsa faaliyetine devam ederek ömrünü bir asıra merdiven dayayan konserve fabrikalarımızı bilmek, tanımak fırsatı oluşturmaktadır.

Bu kitap, sadece geçmişi değil, aynı zamanda geleceği de aydınlatıyor. Konserve sanayinin Türkiye’deki evrimi anlatılırken, akademik araştırmacılara ve sektörde çalışanlara önemli bir kaynak sunuyor. Burada anlatılan hikayeler, gelecek nesillere ilham verecek ve konserve sanayinin Türkiye’deki yerini daha iyi anlamalarına yardımcı olacaktır.
Bu kitapta uzun yıllara yayılan bir araştırmanın ürünü sunuluyor. Zorluklarla dolu bir süreç olan bu araştırma, cesaret, kararlılık ve azimle tamamlanmıştır. Sayısız belge, resim ve hatıra, bu kitabın sayfalarında hayat bulmuş ve gelecek kuşaklara ışık tutacak bir miras oluşturmaya çalışılmıştır.

{

Sanayi tarihini öğrenme çabaları bir SİT alanını özenle eşelemeye benzer. Yoğun sabır, emek ve özveri isteyen bir eylemdir bu. Ama sonuca erişmeyi başardığınızda, karşımızda duran geçmişimizle gurur duyacağımız bir anıtın görüntüsüdür.

– Prof. Dr. Aydın Ural

{

Bu kitabın, Türkiye’deki konserve sanayinin tarihine ışık tutan bir eser olarak, akademik araştırmalara ve sektörel analizlere büyük katkı sağlayacağını tahmin ediyoruz. Üniversitelerdeki akademik personelin çalışmalarında bu kitaptan faydalanacaklarını umuyoruz.

– A. Ercan Öner

{

Bu süreçte farklı zamanlarda babamın yanındaydım ve süreç içerisinde bu kitabın aslında Türkiye’de konservecilik sektörünün geçmişini günümüze bağlayan bir kitap olduğunu anladım ve babamın sabırla geçmişi, günümüz ve geleceğe bağlayan bir köprü inşa ettiğini gördüm.

– Selçuk Özmumcu